12 Ağustos 2011 Cuma

Güneydoğuya Açılım

  22/10/2009

Güneydoğu romantik bağlarımın olduğu bölge. Kişiye felan değil ha, bölgeye. Doğunun da doğusunda doğmama rağmen bir muhabbet besliyorum Güneydoğuya. Çözerim bir gün sebebini, bilmiyorum.




En son 2006 da gittiğim Güneydoğuya, biraz da iteklemeyle yeniden gittim 11 Ekim 2009 tarihinde.





Elimden geldiğince izlenimlerimi paylaşacağım. Tabi fotoğraflar eşliğinde.

Bu birazda oraya ait söylediklerim, içimden geçenler, parça bölük başkalarına anlattıklarımın toplaması olacak. derli toplu kalacak yani bi yerlerde.






Önce konunun ızgarasını  çıkarmak lazım.        
Meslek alışkanlığı..
Sonra fotoğrafları yüklemek ve o fotoğrafların çağrışımlarıyla da anlatmak lazım gördüğümü bildiğimi hissettiğimi.





Duygusal zeka da böyle işliyor sanırım. Bu sistematiğe göre.
Zaten bana sorarsanız bütün çektiğim o karaleri, bana " hatırlatsın" diye çektim. 


Yoksa fotoğrafcılıkla alakalı bir çaba değildi.

Şimdi düşündüm de ben zaten fotoğrafcılığa da bu sebeple başladım galiba. Yani eğitim almaya yani uğraşmaya.








An'ı hatırlamaya vesile olsunlar ve hayatın akışında unutup gittiğimiz ayrıntıları bize hatırlatsınlar diye.





İyi bir kalemim (!) ve anlaşılır bir dilim olmasına rağmen, yazmak yerine fotoğraf çekmeyi tercih etmem kalemimi susturmak ve kalıba sokup bekletmek anlamına da gelmiyor mu?
Çünkü yazmıyorum fotoğraflara güvenip.. Bu da fotoğrafı dezavantajı mı?

Hımm..  Şimdiki sapaktaki yön tabelası başka bi yere ulaştırdı beni: o da şu ki;
Sıralaması hayatın hızına göre değişiyor, fotoğrafla yazının.



Yani şu an ne yapıyorum;

fotoğraflarla anlatacağım bir geziyi, yazıyorum, yazmaya bahane ediyorum.

Önce fotoğrafladım, ama yetinmedim, şimdi de fotoğrafla yazıyı birleştiriyorum.
O zaman ben ne yapıyorum?


Anlatım dilini fotoğrafla desdekleyen kolaya kaçmış bir yazar mıyım?
  
Yoksa fotoğraf çekmeyi seven amatör bir fotoğrafcı ve o fotoğrafları yazılı anlatımla süsleyen bir numaracı mıyım?
Neyim ben, neyim?  :):)
Fotoğraf çekiyorum, altına da yazı döşüyorum, öyleyse varım:):)



Bu da sıra gecelerinden bir şarkı olsun- Eşarbını yan bağlama


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder