- Eski zamanlarda bir mer'a da otlayan koyunlar, o kadar beslenmişler, o kadar çoğalmışlar ki düşman korkusundan kurtulmuşlar.
Arslanlar çoğalan koyunları görünce doğaları gereği padişahlık davulunu çalmışlar ve ormandan fırlayıp koyunların otlağına baskın vermişler. O yemyeşil çayırlar kuzuların kanıyla kıpkırmızı olmuş.
Akıllı, anlayışlı, yağmur görmüş, kurt gibi tecrübeli bir koyun, kavminin bu kaderinden muzdarip, aslanların zulümlerinden kalbi yaralı, kaderin bu cilvesinden şikayet ederek, bir tedbir düşünmüş ve kavminin işini sağlama almış:
- Bir köle kendisine gelecek zararı savuşturmak için çok keskin tedbirler bulur. İntikam çılgınlığı kıvamına geldiği zaman köle aklı fitneler düşünür.-
Yaşlı koyun der ki: Halledeceğimiz mesele önemli ve zordur, bizim sahip olduğumuz gam ve keder denizinin ise sahili yoktur.
kuzu kuvvet kullanarak aslandan kurtulamaz, biz gümüş kolluyuz aslan ise çelik pençeli.
Ne kadar iyi konuşursam konuşayım koyunun kurt tabiatlı olmasına imkan yoktur ancak, erkek aslanı kuzu yapmak, onu kendi kudretini bilmez, düşünmez hale getirmek mümkündür.
Böylece yaşlı koyun kendine ilham geldiğini söyleyerek kan içen aslanlara vaiz olur.
Yüksekce bir yere çıkarak: -"Ey çok yalancı ve şımarık kavim, Ey uğursuz ve uğursuzluğu devamlı olan kavim, bende ruhani kuvvet vardır.
- Aslanlara tanrı tarafından gönderilmiş peygamberim, şeriat sahibiyim ve bunu öğretmeye geldim.
- Kötü işlerden tövbe edin, ziyanı zararı düşünmeyin, faydayı düşünün, her kim sert olur ve kuvvetine güvenip her işde ona başvurursa o günahkardır.
- Benlik ortadan kalkarsa hayat daha güzel olur. İyilerin ruhu samanla beslenir, et yemeyi terk eden Allah indinde makbuldür.
- Dişinin keskinliği seni rezil eder, akıl gözünü kör eder. Cennet yanlız zayıflara mahsustur. Kuvvet insanı hüsrana uğratan sebeplerden biridir.
- Kudret ve azamet peşinde koşmak kötüdür. Fakirlik beylikten daha iyidir. Akıllı olan zerre olur, sahra olmaz. Zerre olursan güneşin nurundan istifade edersin.
- Ey koyun boğazlamakla övünen, kendini boğazla ki değer kazanasın.
Zorbalık, iktidar, intikam, ebedi hayattan mahrum eder. Sebze ayak altında çiğnendiği için bol yetişir.
- Eğer akıllı isen kendini unut, gözünü kapa, kulağını kapa, ağzını kapa -ki aklın arşa yükselsin."
Bütün bunları dinleyen Aslan sürüsü zaten çok çalışmaktan yorrgun düştüklerinden bu uyutucu nasihati beğendiler, rahatlarına düşkün olduklarından olgunluk göstermeyip koyunun büyüsüne kapıldılar.
"Koyunları avlayıp yiyen aslanlar koyunluk dinini kabul ettiler."
Ot yemek Aslanların işine geldi, ot yiye yiye dişleri kesmez oldu.
kıvılcımlar saçan gözlerinde ki heybet yok oldu.
Göğüslerinde yavaş yavaş yürek denilen şey eridi gitti.
O deli gibi çalışma, koşuşmadan eser kalmadı.
Kudret, Azim, itibar, izzet gitti. Demir pençelerinde kuvvet kalmadı.
Gönülleri öldü ve vücutları o ölüyü saklayan mezara döndü.
Can korkusu arttı, can korkusu gayreti sildi süpürdü.
Bu gayretsizlik yüzlerce sorun çıkardı ortaya. Orman başı boş, mekan ise koyunlara kaldı..
*Muhammed İkbal, -Esrar-ı Hodi, Benliğin sırları-
Çev. Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan (1958)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder